Sistemsel İşletim Teknolojileri

Çok değil, bundan yaklaşık 30 ya da 35 yıl önce, dünya ilk defa yeni bir ürün ile tanışmanın heyecanı içindeydi. Bu ürünü tanımak ve insanlığa nasıl bir hizmeti olabileceği konusunda çok farklı olasılıklar değerlendiriliyordu. O günün şartlarında yapılabilecekleri hayallerine sığdıranlar, bugünleri gördüklerinde, hayallerinin bile ötesine geçen teknoloji için şapka çıkartıyorlardır.
    35 yıl öncesinde şimdilerde dünyaca ünlü bir işletim sistemi ilk defa piyasaya satışa sunuldu. O dönemde Mouse ile işletim sisteminin içerisindeki pencereleri açıp kapatabilmek ve gezinebilmek bile yeni bir heyecandı. Sonraki yıllarda bu işletim sistemi 3.0 ve 3.1 sürümleri ile ilk defa multimedya dünyasını işletim sistemi içerisinde servis etmeye başladı. İlerleyen yıllarda ise dünya dilleri sisteme entegre edilerek gelişim süreci devam etti. Bu işletim sistemi zirveyi 98, XP ve 7 gibi sürümlerini çıkartarak yakaladı ve her zaman zirvede kalmayı başardı. Kullanıcı dostu olması, ona her zaman en büyük avantajı oldu. Öyle ki; ona en yakın rakip olabilecek işletim sistemleri sadece profesyonel kullanım ya da elektronik otomasyon kullanımları ile sınırlı kalabildiler.
Ancak rekabet devam etti ve ediyor. Bir işletim sistemi teknik olarak öncelikle kullanıcı dostu olması talep edilse de kullanıcı kendisini geliştirdikçe işletim sistemlerinin daha az disk alanında çalışmasını, daha hızlı etkileşim göstermesini ve fiziksel olarak geniş alan kaplamaması gibi özellikleri talep etmek isteyecektir. Bu durum üretilen işletim sistemlerin rekabetini arttırmakla birlikte teknolojinin kalitesini de yükseltmektedir.
 Akıllı telefonların üretilmesi ve piyasada ciddi anlamda yer kazanması, işletim sistemi üreten firmaların dikkatini çekmesini sağladı. Öyle ki; önceleri teknik özellikleri nasıl gelişti diye heyecanla beklediğimiz işletim sistemleri şimdilerde artık teknik özelliklerin değişiminden çok görsel özelliklerin değişimi ve ergonomik kullanımı için rekabet etmeye başladılar. Bulut teknoloji ile entegre edilebilen bir teknoloji ile kullanımda olan tüm elektronik cihazların aynı veriyi işleyebilme yetisi kazandırmaya çalışıyorlar. Bu da verilerin bulut ortamında bir yerde toplanmasına neden oluyor. Kullanıcılar açısından ilerleyen bir teknoloji olsa da yeni bir teknoloji değil. Var olan teknolojinin biçim değiştirmiş hali diyebiliriz.  
Profesyonel ve kurumsal kullanımlarda teknik olarak yapılacak değişiklikler, yerli ve milli olarak üretilebilen teknolojilerin gelişmesi ile anlam kazanabilir. İşletim sistemleri tamamen ihtiyaçlara göre versiyon çeşitliliği sağlayabilir. Bu da tamamen açık kaynak kodlu işletim sistemleri ve bunun geliştirilmesi ile ortaya konulabilir.
Kişiselleştirilmiş bir işletim sisteminin küresel ortama entegre edilebilmesi, tamamen size ait güvenli bir sanal dünyanın kullanımı ile sahilde huzurla çay içmenizi sağlayabilir. 
      Bilgisayar Mühendisi Önder Sönmez