KÜTÜPHANELER YİTİK HAZİNEMİZDİR

Kitap okumanın bütün dönemlerde rafa kaldırıldığı bir ülkede yaşıyoruz.Bu yüzden de herşeyi biliyoruz. Cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren okuma yazma oranının yükseltilmesi için devletin çabası o günden bu güne pos bıyıklı, sadece maaşa endeksli bir hayat süren idareciler yüzünden sürekli sekteye uğramasına rağmen,eşekli kütüphanenin mucidi Mustafa Güzelgöz gibi özverili çalışan, hayatlarını hizmete adayan gerçek kahramanlarımız ve vatanseverlerimiz de bu topraklarda var olmuştur ve var olmaya da devam edecektir. Kütüphaneler artık sadece tarihi önemi olan,turistlik birer anıt olmaya başladı.Okullarda öğrencilere verilen yıl sonu ödevleri sayesinde kütüphanelerin kapısı açılıyordu,ziyaret ediliyordu.İnternet çağının başlamasıyla kütüphanelerin yolunu bilen öğrenci sayısı neredeyse yok gibi.Tarihimizi,kültürümüzü,örf ve adetlerimizi yozlaştıran internet çağıyla mücadelesini kaybetmek üzere olan kütüphaneler yakın tarihte sadece tabela olarak kalacaklardır.Kitaplar raflarda tozlanacak,çalışanlar sadece rutin kontroller esnasında tozları sileceklerdir. Dünyanın her döneminde değerini asla yitirmeyen tek hazinenin kitap olmasına rağmen ,okuma alışkanlığının olmaması,bu alışkanlığın kazandırılması için ortaya bir çabanın konmaması da apayrı bir gaflettir.Okullarda kütüphanelerde haftanın bir günü araştırma dersleri verilmelidir.Öğrenciler kütüphanelere çekilmeli,kitaplar tanıtılmalıdır.Romanlar, ansiklopediler,tarihi ve felsefi kitaplar mutlaka okutulmalıdır.Bu gün kitapçılarda bile kitap satışlarının neredeyse yok olmaya başladığı bir dönem yaşıyoruz.Sadece isimli yazarların imza günlerinde sırf o yazarla resim çektirip sosyal medya profilinde paylaşmak için kitap alınıyor ve bu kitapların okunma oranı % de 10 ların altında.Yetim,öksüz kalan kütüphanelerin atıl durumdan aktif duruma gelmesi ümidiyle Kütüphaneler Haftasını yürekten kutluyorum.