Sevgi dolu gözlerimiz varken,
Aşkı yalan bildik.
Maskelerin arkasına saklanıp gizlendik.
Umutlarımız vardı oysa, hayallerimiz ve nice yıllarımız.
Küçüktük hep yaşamış insanlara sorduk aşkı, sevdayı.
Duyduklarını anlattılar bize yaşadıklarını değil...
Öğrendik aşkı!
Peki, nasıldı?
Aşk yakardı, yaralardı,aldatırdı, ağlatırdı.
İçimizi kaplayan duyguları ön yargılarla bağladık.
Kabaran duygularımıza ırmaklar gibi çağla demedik,
Zindanlara mahkum ettik.
Geri gelmesinden korktuğumuz sevgilerimizi,
Denizlere bıraktık,
Çünkü aşkı yanlış anladık biz,
Şimdi anlatamamamız bundandır.
Oysa aşk yüzümüzdeki gülümseme,
Gözlerimizdeki ışıktı her aynaya baktığımızda gördüğümüz.
Neden yaşamaktayız, hayattayız anlama gayesi aşk.
Güneşli günlerde çiçek toplamak,
Topladığın o çiçekleri ona taç yapmak.
Yağmurda sırılsıklam ıslanıp sevgiyle ısınmak.
Ayrı kaldığın zamanlarda özledim seni diyebilmek...
Her ne yaşarsan yaşa hafızana yerleşmiş hatıralar aşk.
Bazen duyduğun bir melodiye iç geçirmek.
Bazen de göğe baktığında gözlerinin belirmesi.
Yıllar sonra yaşlı bir adam olup kucağında torunun otururken,
Anlattığın anılar, elini tuttuğun kadın aşk...
17 yaşımdaymışım şimdi geriye bakıp gençlik zamanlarımmış diyebileceğim kadar gençmişim. Yıllar geçmiş... Ben değiştim, dünya değişti hiçbir şey yerinde saymadı her şey değişti. O günden bugüne düşüncelerim, hissettiklerim, önceliklerim çok değişmiş olabilir. Görüyorum ki sevilme hakkında hissettiklerim hiç değişmemiş o gün yazdığım o gün yazarken hissettiğim her şey yazdığım an kadar taze.
Sevmekten her şeyi sevmekten hiç vazgeçmeyin. Sevgiyle kalın...