İnsan var olduğu günden itibaren çeşitli zorluklar ile mücadele etmişti. Savaşlar, salgın hastalılar, kıtlık, deprem vs. derken bizim bahtımıza da korona düştü. İnsan cennetten kovulduğu günden beri bir sınavda değil mi zaten? Peki, biz bu sınavı kazanacak mıyız yoksa kaybedenlerden mi olacağız? Gazi çıksak da iyi ya ben ona da razıyım şahsen!
1347-1351 yıları arasında Avrupa’da yaşasaydık milyonlarca kişiden biri olup vebadan hayatımızı kaybedebilirdik. Biz iki binli yıllarda yaşayarak korona ile sınanıyoruz. Bence şanslıyız çok fazla şikâyet etmek yerine teknoloji çağında bizi sınayan yaratıcıya teşekkür etmeliyiz. Virüs haberleri hızlı yayıldı, uzmanların alınması gereken önlemler konusunda bir borazan çalmadıkları kaldı. Yakında mahalle davulcuları mahalle mahalle gezip evde kal ritminde tokmak sallarsa şaşırmam.
İki gün önce kronik rahatsızlığı olanlar ile 65 yaş üstü vatandaşlara sokağa çıkma yasağı geldi. Yaşlılarımız yasak dinlemiyor, ele avuca sığmıyor ülkece buna şaşkınız. Amcacım öleceksin, ölecek yok bizi Allah korur. Yasak olduğu halde sokağa çıkan yaşlıları gördükçe sinir krizi geçirip yaşlılara sayan söven gençler mi ararsın, video çekip rencide edenleri mi ne ararsan var ülkede. Kısacası 7’den 70’e ruh sağlığımız da sınanıyor. Al bakalım bir sınav daha. Sosyal medyanın her geçen gün artan gücü ile aslında ne kadar insanlıktan çıktığımızı da görmüş olduk. Andımızda hani her sabah büyüklerimi saymak diye haykırarak büyümüştük? Twitter’de sokakta çekilen videolar bu ara gündemimizde. Hastaneye gitmek zorunda kalan otobüse alınmayan amca ile dalga geçen genç tepkileri toplarken, Ordu’da görevliden poğaça isterkenki tatlı dili ve kibarlığı ile bir amcamız gönüllerde taht kurdu. Otobüsün önüne ben 65 yaşında değilim diye atlayan bir teyzemiz de var onu eklemeden geçememeğim. Bir de evine soda isteyen amcamız var yasak olana kadar hiç mi markete gitmedin bey baba demeden geçemedim. Acaba çok mu bencil bakıyorum diye kendimi eleştirirken insanların onlara hizmet sunan birileri var nasılsa bencilliği ile davranmasında da rahatsız oluyorum. Vicdan terazimiz şaşmasın! Ülkede yaşlı ise virüslüdür gibi bir algı oluştu ve büyük saygısızlığa maruz kalıyorlar. Oysaki psikolojik şiddet virüsten daha etkilidir. Geçenlerde canlı yayında Gökhan Çınar özellikle değinmişti bu konuya. Şu an 65 yaşından büyük olan insanlarımız bu ülkede neler gördü neler. Askeri darbe ile sokağa çıkılmayan günleri biz değil onlar yaşadı. Yaşlı bireyler böyle durumlarda ölüm kaygısı yaşayabilir, evde kalmak yerine kendini sokağa atmak isteyebilir ve daha nice çeşitli psikolojik etkenleri var. Bir de sen üstüne gidersen olur mu olmaz! Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır atasözünü boşuna söylememişler değil mi? Şimdi gençlere iş düşüyor onlara önemsendiklerini virüslü oldukları için değil virüsten onları korumaya çalıştıkları için evde kalmaları gerektiğini tatlı dille anlatmak zorundayız. 90 yaşındaki dedem virüs ortaya çıktığı günden beri evden çıkmıyor beni bu konuda hiç yormadığı için kendisine müteşekkirim.
Sizce virüs ülkemizi terki diyar ettiğinde bizim de kalbimiz temizlenecek mi? Sizce insanlık sınavını vermiş olacak mıyız? Hiç sanıyorum. Bizi virüs değil ama kötülük öldürecek maalesef. Virüs karşısında hepimiz savunmasızız korunanlar sadece çocuklar, ruhunuzdaki çocuğu özgür bırakın tek ricam.
Unutmadan yaşlı bir teyze ihtiyacın var mı diye soran görevliye üzümler oluna da gelin diyor o videoyu mutlaka izleyiniz insan olmak böyle bir şeydi ne varsa yine eskilerde var. Var olsunlar başucumuzda sağ olsunlar. Sağlıkla kalın…
1347-1351 yıları arasında Avrupa’da yaşasaydık milyonlarca kişiden biri olup vebadan hayatımızı kaybedebilirdik. Biz iki binli yıllarda yaşayarak korona ile sınanıyoruz. Bence şanslıyız çok fazla şikâyet etmek yerine teknoloji çağında bizi sınayan yaratıcıya teşekkür etmeliyiz. Virüs haberleri hızlı yayıldı, uzmanların alınması gereken önlemler konusunda bir borazan çalmadıkları kaldı. Yakında mahalle davulcuları mahalle mahalle gezip evde kal ritminde tokmak sallarsa şaşırmam.
İki gün önce kronik rahatsızlığı olanlar ile 65 yaş üstü vatandaşlara sokağa çıkma yasağı geldi. Yaşlılarımız yasak dinlemiyor, ele avuca sığmıyor ülkece buna şaşkınız. Amcacım öleceksin, ölecek yok bizi Allah korur. Yasak olduğu halde sokağa çıkan yaşlıları gördükçe sinir krizi geçirip yaşlılara sayan söven gençler mi ararsın, video çekip rencide edenleri mi ne ararsan var ülkede. Kısacası 7’den 70’e ruh sağlığımız da sınanıyor. Al bakalım bir sınav daha. Sosyal medyanın her geçen gün artan gücü ile aslında ne kadar insanlıktan çıktığımızı da görmüş olduk. Andımızda hani her sabah büyüklerimi saymak diye haykırarak büyümüştük? Twitter’de sokakta çekilen videolar bu ara gündemimizde. Hastaneye gitmek zorunda kalan otobüse alınmayan amca ile dalga geçen genç tepkileri toplarken, Ordu’da görevliden poğaça isterkenki tatlı dili ve kibarlığı ile bir amcamız gönüllerde taht kurdu. Otobüsün önüne ben 65 yaşında değilim diye atlayan bir teyzemiz de var onu eklemeden geçememeğim. Bir de evine soda isteyen amcamız var yasak olana kadar hiç mi markete gitmedin bey baba demeden geçemedim. Acaba çok mu bencil bakıyorum diye kendimi eleştirirken insanların onlara hizmet sunan birileri var nasılsa bencilliği ile davranmasında da rahatsız oluyorum. Vicdan terazimiz şaşmasın! Ülkede yaşlı ise virüslüdür gibi bir algı oluştu ve büyük saygısızlığa maruz kalıyorlar. Oysaki psikolojik şiddet virüsten daha etkilidir. Geçenlerde canlı yayında Gökhan Çınar özellikle değinmişti bu konuya. Şu an 65 yaşından büyük olan insanlarımız bu ülkede neler gördü neler. Askeri darbe ile sokağa çıkılmayan günleri biz değil onlar yaşadı. Yaşlı bireyler böyle durumlarda ölüm kaygısı yaşayabilir, evde kalmak yerine kendini sokağa atmak isteyebilir ve daha nice çeşitli psikolojik etkenleri var. Bir de sen üstüne gidersen olur mu olmaz! Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır atasözünü boşuna söylememişler değil mi? Şimdi gençlere iş düşüyor onlara önemsendiklerini virüslü oldukları için değil virüsten onları korumaya çalıştıkları için evde kalmaları gerektiğini tatlı dille anlatmak zorundayız. 90 yaşındaki dedem virüs ortaya çıktığı günden beri evden çıkmıyor beni bu konuda hiç yormadığı için kendisine müteşekkirim.
Sizce virüs ülkemizi terki diyar ettiğinde bizim de kalbimiz temizlenecek mi? Sizce insanlık sınavını vermiş olacak mıyız? Hiç sanıyorum. Bizi virüs değil ama kötülük öldürecek maalesef. Virüs karşısında hepimiz savunmasızız korunanlar sadece çocuklar, ruhunuzdaki çocuğu özgür bırakın tek ricam.
Unutmadan yaşlı bir teyze ihtiyacın var mı diye soran görevliye üzümler oluna da gelin diyor o videoyu mutlaka izleyiniz insan olmak böyle bir şeydi ne varsa yine eskilerde var. Var olsunlar başucumuzda sağ olsunlar. Sağlıkla kalın…